28 Ocak 2016 Perşembe

Dönüşüm

Dönüşüm : matematikte bir fonksiyonu başka bir fonksiyona çevirme işlemi; felsefede hayatın ta kendisi; sözlükteki tanımı ise "olduğundan başka bir biçime girme, başka bir durum alma".

Peter Drucker, dünya dönüşümünü çok güzel özetlemiş; "dünya, tarihinin en önemli dönüşümlerinden birini yaşıyor, yüzyılların on yıllara sıkıştığı bir dönüşüm." Tam da bu nedenle dönüşüm hayatımızın olmazsa olmazı haline gelmek üzere, özellikle "geri dönüşüm". Herkes bu döngüde üzerine düşen görevi yerine getirmeli elbette. Yapmamız gereken tek şey, kağıt, plastik, cam ve pilleri uygun çöp kutularına atmak.

Bunun dışında tasarımın da bir parçası haline geldi, dönüşüm. Öyle ki, gezmek için gittiğimiz restoranlarda, sokaklarda, otellerde bu tür dönüşüm ürünlerini gördüğümüzde en çok ona ilgi gösterir olduk.

Neden kendimiz de denemeyelim ki, aşağıda birçok yapılmış örnek var. Bunları daha da çoğaltmak mümkün. Mesela evde tuvalet kağıdınız bittiğinde kalan boş ruloyu atmayın hemen, varsa küçük bir çocuğunuz eline verin, o mutlaka bir şeyler yapacaktır onunla. Çocukların hayal gücü bizden çok daha fazla geniş. Yapabildiklerine inanamıyor insan bazen..

Eski şişelerin altlarını keserek lamba yapmak; bu artık o kadar popüler oldu ki, özellikle Ege'de gittiğiniz her turistik bölgedeki en az 3-4 mekanda çeşitli versiyonlarını görmek mümkün.





Şişeleri lamba yaptınız, kapakları ne yapalım derseniz; metal kapaklar için işte çözüm önerisi - minik mumluk yapmak; plastik kapakları da şimdilik geri dönüşüm kutularına atmaya devam edebilirsiniz.



Eski kaykaylar... Ne güzeller değil mi? Aşağıdaki gibi bir bank yapabilir ya da her birine 2 ayak takarak duvarınızda raf da yapabilirsiniz.



Eskimiş, paslanmış, bazı yerlerinden metali erimiş, delinmiş merdivenleri de 2 farklı şekilde rafa dönüştürmek mümkün.




Düşünün, şirin bir yerde butik bir otelde kalıyorsunuz ve odanızın banyosu aşağıdaki gibi, bence herkes bu görüntünün fotoğrafını çekip paylaşmak ister..:)



Aşağadakilere benzer sandalyelerden bende de 2 adet vardı, otururken çok yaylanıyor diye atmıştım. Şimdi çooookkkk pişmanım..:(




Eskimiş tenis raketleriniz varsa ve sizde derin anısı da varsa, hemen önüne bir ayna kestirip duvarınıza asabilirsiniz. Her baktığınızda oynarken yaşadığınız güzel anılarınız aklınıza gelecektir.



Bu koltuklar tam bir efsane olmuş. Bir küvetin ön tarafını kesip almışlar, üzerine de babanemin minderlerinden koymuşlar, hoooppp alın size muhteşem bir kanepe!




Eskimiş bir tırpanın ucunu duvara asmışlar ve kadehleri yerleştirmişler. Bu da bence harika olmuş.



Artık üretiliyor mudur, böyle metal huniler? Ne harika bir mumluk olmuş, değil mi?



Renkli elbise askılarını üst üste yerleştirip bir paravan oluşturmuşlar. Hemen aklıma şöyle bir şey geldi; plastik eşya üreten firmalar, katıldıkları fuarlardaki stantlarında yapacakları toplantı odası bölümünü kendi ürünlerinden bu şekilde yapsalar, hoş olmaz mıydı?



İşte başka bir pişmanlığım daha... Aynı bavulun bordosu vardı annemlerde. Tabi tekerlekli bavullar çıkınca hiç kimse bakmıyordu yüzüne. Ve o canım bavulu zorla attırmıştık anneme..:(

Şimdiki aklım olsa, o borda bavuldan evimin girişine bu koltuktan yapardım. 




Bisiklet tutkunlarının mutlaka aşağıdaki gibi bir saati olmalı bence...



Tek diyecek kelime, dahice... Eğer bahçeniz ve tabi bir de eski bir piyanonuz vasra  mini bir şelale işte böyle olur. Akan suyun sesi, hem kulaklara hem de ruha iyi gelecektir.



Aslında yapılabilecek o kadar çok şey var ki, yeter ki bir şeyi atmadan önce karşımıza alıp düşünelim ya da hiç düşünmeden internetten ne yapabilirim diye bir araştırma yapsak bile kim bilir daha neleri keşfedeceğiz. O zaman atmak istediğimiz şey farklı bir şekilde bizimle kalmaya devam edebilecektir.

Sevgiyle ve dönüşümle kalın hep...

Hiç yorum yok: