11 Kasım 2016 Cuma

BU SABAH..

Nedense bu sabah ağır bir umutsuzlukla güne başladım...
Hiç bitmeyen kötü haberlerden midir?
Yoksa bozuk havalardan mıdır?
"Durum umutsuz!" dedim...

Sonra düşündüm ki, umutsuz durum diye bişey yok ki.. Her insanda iki taraf var; biri umutsuz diğeri umutludur; biri hep negatif, diğeri hep pozitif.. Bu iki tarafın üstünlük savaşıdır, aslında kişinin kendisi. Hangi taraf ağır basarsa, kişi o an o olur. Bazen berabere kalır, bazen de biri diğerini ağır bir şekilde yenilgiye uğratır. İşte bu sabah da benim umudum yenilmiş umutsuzluğuma..

Umudum bu yenilgiyi kabul edip köşesine mi çekilecek zannettiniz? Her an, son bir hamle ile umutsuzluğumu alt edebilme gücüne sahiptir o.

Yağmurda başım önde, başımda bu düşüncelerle yürürken biranda durup yüzümü gökyüzüne döndürdüm. Gözlerim, yağan yağmurun etkisi ile kırpışmaya başladı. Sonra ağzımı açtım, gökyüzünden bize gönderilen bu eşsiz nimetten birkaç damla içtim; ilaç niyetine, şifa niyetine...

Hemen etkisini gösterdi mi ne? Omuzlarım dikleşti, yüzüme yayılan bir gülümseme ile başım da dikleşti. Hissettim, kan dolaşımım bile hızlandı. O anda karşıdan bana doğru yürüyen ve yüzünde sanki yılların acılarını yüklenmiş ciddi bir yüze kocaman gülümseyerek "Günaydın" dedim. O da şaşırdı. Gözleri irkildi önce ama yüzüne minik bir gülümseme düştü, yağmur damlalarıyla beraber.

İşte benim umudum, nasıl da bilir işini! Hiç bırakır mı meydanı umutsuzluğuma?

Bıraktım şimdi umutsuzluk kıyafetimi, geçirdim üstüme tekrar umudumu. Fark edebilirsiniz beni artık, ayrıldım çünkü diğer tüm umutsuz grilerden...

Kasım 2016 / YILDIZ




Hiç yorum yok: