26 Şubat 2016 Cuma

“MACK. Sadece Işık ve Renk” Sakıp Sabancı Müzesi’nde

Geçen Pazar ailecek gittiğimiz Sakıp Sabancı Müzesi'nin yeni konuğu Alman Sanatçı Heinz Mack ve uzun ve üretken kariyeri boyunca doğadaki renk ve formların izini sürerek ortaya çıkardığı resim, heykel ve kinetik sanat eserlerinden oluşan 100'den fazla eseri...

Daha önce Emirgan, Atlı Köşk'teki bu müzeye ve sergilerine hiç gitmeyenler, çok şey kaçırdığınızı söylemek isterim. Müthiş bir köşk, küçük bir botanik park diyebileceğimiz enfes bir bahçe, nefes kesen bir boğaz manzarası ve ilgi çekici sergiler. Yeter ki çocuklarımıza sanata ilgisini artıralım diye, gelen çocuk ve yanındaki yetişkin ücretsiz, öğrenciye ücretsiz, 60 yaş üstüne ücretsiz...


Bu gördüğünüz eller, 1931 doğumlu yani şu anda 85 yaşında olan, 2.Dünya Savaşı sonrası Almanya'da doğan ve 20. yüzyılın en büyük uluslararası sanat ağı kabul edilen ZERO'nun kurucularından olan sanatçı  Heinz Mack 'a ait. O kadar müthiş eser üreten bu eller, bir o kadar da mütevazi duruyor.

Müzenin bahçesinde bizi ilk karşılayan eser "Dokuz Sütun Üzerindeki Gökyüzü", toplam 850.000 mozaik taşından ve 24 ayar altın varaktan yapılmış. Üzerinde altın kaplama olduğunu duyan 6,5 yaşındaki oğlum, sütunlardan en azından birini eve götürmek konusunda çok ısrarcı oldu..:)


Eserler toplam 3 katta sergileniyor. İlk katta bizi karşılayan aşağıdaki bu esere 1,5 yaşındaki oğlum müthiş ilgi gösterdi. Renkli çubuklara dokunabilmek için, çok çabaladı, çok bağırdı, ve en sonunda müzenin huzurunu daha fazla bozmamak adına sergiyi dönüşümlü olarak gezmeye karar verdik. Ama 0-3 yaş arası çocuklu aileler için özel programlar ve bir eğitmen eşliğinde sergiyi gezme olanağı da sunuyor müze ancak program gün ve saatlerini önceden kontrol etmek gerekiyor. 



Sanatçının el yapımı kağıtlar üzerine mürekkep ile yaptığı tablolar benim çok hoşuma gitti.



Bazı bölümlerde Land Art (Arazi Sanatı) çalışmalarından hareketle tasarlanmış ve kum yığınları kullanılmış. Bazı eserlerde de Sahra Çölü kumu kullanılmış. 



Sergide eserlerin yanı sıra birçok video da izletilmekte. Özellikle sanatçının Sahra Çölün'de giydiği parlak kıyafetleri içinde rastgele kumun üzerine attığı nesnelerin etrafında dakikalarca dolanarak, ışık, gölge ve rengi anlama çalışmaları çok ilgi çekiciydi bence.

Üç kat sergiyi gezdik, artık bir yorgunluk kahvesini hak ettik. Müzenin kafesinde yeşillikler arasındaki eşsiz boğaz manzarası eşliğinde biz kahvelerimizi yudumlarken, çocuklar da ikram edilen lokumların tadını çıkardı..:)


Sonuç olarak, en kısa zamanda gidip gezilmesi gereken bir sergi, kaçırmayın derim çünkü ilham alınabilecek çok şey var orada, hissedeceğiniz huzur da ekstrası...:)

Hiç yorum yok: